Ellerine gerekli olan ehemmiyeti gösteren insan topluluğudur.
aslında norveçli balıkçılar, el kremleriyle hiç haşır neşir değildi.
hatta ne o karı gibin diye terslerlerdi bu mevzuyu açanı ama
ta ki o kara gün evet rivayete göre bir gün oslo da yine her zaman ki
gibi ağlar toplanmış .kefaller palamutlar pay edilmiş eve gitmenin
verdiği heyacanla norveçli jens yanında taşıdığı patronu jim den
arakladığı oto teybinin sesini son ses yaparak norveç halk oyunları
eşliğinde seke seke eve doğru yöneldi.
çevreden gelen yahu kardeşim kıs şunun sesini aile var aile! uyarılarına hiç kulak asmadı.
karısına kavuşacaktı bugün.svenska ya kavuşacaktı. küçük alexander ın
temellerini atmayı düşlüyordu kaç gündür. alexander ismini svenska ya
hiç danışmamıştı.
neyse jens 2 katlı kirada olan evine girdi. içeri girmeden önce tabiki
bir centilmen gibi ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığa koydu. yatak
odasına doğru seğirtti.
svenska ordaydı aman allahım bir insan bu kadar güzel uyuyabilir.
svenska duru güzelliğiyle masum bir bebeği andırıyordu. jens teyibin
sesini hala kısmadığı faketti aniden irkilerek kapatıyım derken teyip
düştü. hay ananski diyecek gibi oldu. svenska uyandı.
sarılıp kucaklaştılar bir süre. jens svenska nın narin bedenininde
ellerini gezdirmeye başladı , birden ayyy diye bir çığlık kopardı
svenska. jens nooldu aşkitom diye bir cevap yapıştırdı. svenska gözü
dönmüş bir kaplan edasıyla bu eller ne jens he bu eller ne diye çıkıştı.
jens hiç oralı gözükmedi. ne var ben bu işi çocuğumuzun rızkı için
yapıyorum. ha bu arada çocuk yapa... diye ağzından belli belirsiz
mırıldanmalar duyuldu. svenska bu ne biçim el böyle jens. benim
losyonlarla kremlerle ovduğum bedenimi o ellerle dokunmaya
kalkışmayacaksın dimi.
jens sonra kara bahtım kem talihim diye düşünmedi tabiki. bir asil gibi
savaştı. derdine çareler aradı. aklında birden bir dönem beraber lisede
dirsek çürüttüğü arkadaşı türk asıllı isviçre vatandaşı adı daha
önceleri bünyamin olan fakat daha sonra adını tıpkı bir duyarsız gibi
benjamin e çeviren can dostu biricik sırdaşı geldi. dururmu! hemen bir
telefon çaktı. benjamin zaten icat edecek birşey bulamadıklarını,
tüketici toplum hayvan gibi herşeyi tüketiyor abi diyerek, Laf arasında topluma da bok
atmayı ihmal etmedi. senin sorununla da seve seve ilgilenirim diye söz
verdi. aylar süren çetrefilli çalışmalar sonucu jens kara kara
düşünürken o mucize telefon geldi.
jens ile svensky şimdi çok mutlu. ultrason dan küçük alexander a bakıp eski günlere gülüp geçiyorlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder